SON BAKIŞ ROMANI VE IRMAK ZİLELİ

Son Bakış 2019 tarih etiketiyle raflarda yerini almış bir roman. Dünyayı sarsan Covid 19 virüsünün neden olduğu korkunç pandemi günlerinde okuyan, yazan benim gibileri için bir ışık olan yazar Irmak Zileli'nin son romanı. Üstelik ödüllü. 2020 yılı Duygu Asena Roman Ödülü'nün sahibi. Romanın arka kapak tanıtımında şöyle deniyor:

2020 Duygu Asena Roman Ödülü

Irmak Zileli bu romanında genç bir kadının ölüme giderkenki son birkaç dakikasından hareketle, geriye doğru hayatlar ve kuşaklar boyunca aktarılan bakışların izini sürüyor. Aynı zamanda insanın hayata, geçmişe, kendi varlığına ya da yokluğuna yönelen bir bakış bu...

Son Bakış yabancılığın ve dilsizliğin nasıl bir şey olduğunu anlamanın ve anlatabilmenin yolunu arayan bir roman. Bu nedenle de evvela dille uğraşan,  dilin kendisini romanın meselesi yapan bir metin. Türkiye’ye kaçak yollardan girmiş, girerken biricik sevgilisi Kaveh’i yitirmiş Tina’nın iç sesi okuru yanına çağırıyor. Son yolculuğunda ona eşlik edilmesini bekliyor.

Hem yakarış, hem hesaplaşma olarak okunabilecek Son Bakış, Irmak Zileli’nin edebiyatta açtığı hattı derinleştiriyor.

“Ah insan zihni nasıl da kaydedemiyor aslında hiçbir şeyi olduğu gibi, çünkü sonradan ekliyorsun kendi bakışını onunkine, sonraki bakış diye bir şey de var aslında, hiçbir bakış son olarak kalmıyor,  kendi son bakışının üstüne ister istemez yenisinin gölgesi düşüyor.”

Roman ölmeye yatan bir kadının ölüme yaklaştıkça geçmişiyle kucaklaşması bana göre. Tabii onunla birlikte biz de roman kahramanı Tina'nın hayatını izliyoruz. Sorun şu ki anlatı boyunca genç kadın ölüme doğru giderken diğer tüm izleyenlerin yaptığı gibi sadece seyirciyiz. Roman günümüzün en büyük sorunu olan göçmek, göçtüğü yerde öteki olmak konusu işliyor. Ama işin içine herhangi bir ajitasyon sokmadan, kimseyi yargılamadan yapıyor bunu. Yaşanan durumu dönemsel, sosyal, politik ve hatta dinsel boyutlarıyla düşünmenizi sağlıyor ama asla yargılama yapmıyor. Yalnız burada şunun altını özellikle çizmek isterim bu cümleler benim yorumlarımdır. Bir metin her okuyucuya farklı geçebilir. Zaten zenginliği de buradan gelir. Örneğin biz arkadaşlarımla iki yılı aşan bir süredir kitap kulübümüzde düzenli okuyoruz. Okuduklarımızı oturup paylaştığımız da ana fikir konusunda uzlaşsak bile duygu geçişleri farklı oluyor. Bu bizim her birimizin farklı hayat tecrübelerinden geçmemizin, olaylara bakış açımızın değişik oluşunun bir izdüşümüdür ve bizi zenginleştirir.

Yazar Irmak Zileli

Irmak Zileli bence edebiyatımızın parlayan yıldızlarından biridir. Sadece akıcı bir metin oluşturmanın değil, toplumsal konulara değinmenin ve bunu güzel edebiyat içinde yapmanın çabasındadır. Genç yaşında ortaya koyduğu eserler bunun kanıtı. Kendisiyle ilgili internet üzerinde yaptığınız araştırmada çok fazla bilgi bulacaksınız ama hemen kısaca eserleriyle ilgili bilgi vermek gerekirse; ilk romanı EŞİK 2011 Yunus Nadi Roman Ödülü'nü almış, Gözlerini Kaçırma 2014, Gölgesinde 2017, Bozuk Saat 2019'da yayınlanmış. Ayrıca bir araştırma ve Halit Refiğ söyleşilerinden oluşan bir kitabı daha bulunuyor. Dergi ve gazetelerde köşe yazıyor, yazarlık eğitimleri veriyor.

Bu romanı okuyun seveceksiniz. Ve sonra üzerine konuşalım....